KİMSE VAZGEÇİLMEZ DEĞİLDİR…

 

 

Türkiye Cumhuriyeti; dinin devlete, devletin de dine karışmaması görüşünü  benimsemiş ve Bu bağlamda diyanet işleri başkanlığını ihdas etmiştir. Ancak;  Diyanet İşleri Başkanlığı günümüzde Devletin, ideolojik olarak dini alandaki bir temsilcisi işlevini gören bir kurum haline getirilmiştir.

 

Ülkemizde siyaseti Yalan-Dolan ve talan ortamı haline getiren siyasiler unutmasınlar ki siyaset aynı zamanda Hz.peygamberimizin hizmet alanıdır ve O; güven, ehliyet, liyakat gibi erdemleri zorunlu kılar. Hadisler

  • İşçiye ücretini, alnının teri kurumadan veriniz.

Kaynak: İbn Mâce, Ruhûn, 4.

  • Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir.
  • Borcunu azalt ki hür yaşayasın.

Kaynak: Câmiü’s-Sağîr, 1/369

  • Aldatan bizden değildir.

Kaynak: Ebu Davud, Büyu, 52

  • Utanmadıktan sonra dilediğini yap!

Kaynak: Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.

  • İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Kaynak: Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.

 

Bu durumun önemini ne güzel vurguluyor. Yine yüce dinimizin Toplumsal düzeni sağlamaya yönelik bazı ilkeler isei;

 

  • Sınıf ayrımı (zengin,fakir v.s.) yapmadan herkese karşı adaletli olun!

Dil, renk, ırk ayrımı yapmayın!

  • Emanetleri (görev ve sorumlulukları), işin ehline / uzmanına verin!
  • Ayrışmayı değil uzlaşmayı tercih edin!
  • İnsanların haklarının karşılığını tam verin! Ekonomide, ticarette hile yapmayın!
  • Rüşvet almayın,vermeyin!
  • Fikir ve ifade özgürlüğünü temin edin!
  • Toplumda  sosyal adaleti sağlayın!

 

Şeklinde olup uyulması ve uygulanması yönünde bizlere ışık tutmuyor mu?

 

Ancak; günümüz Siyasileri  yukarıdaki hadisler ve ilkelerden feyz almadıkları gibi buralardan sapmaları ve din üzerinden milletimizi istismar etmeleri  gibi Siyasi Ahlak ile bağdaşmayan ve  ülkemizin Siyasal,Sosyal ve Ekonomik sorunlarını  çözmek yerine kendi iktidarlarını  sürdürebilmek için  dini siyasete alet ederek   dindarların sömürülmesine  halen daha devam etmektedirler.

Hz.Peygamber efendimiz “ben insanın güzel ahlaklısını severim” diye buyurmuşlardır. Öyleyse siyaset yapıyorsak siyasette, ticaret yapıyorsak ticarette ahlaklı olmamız gerekmez mi?

Ne dersiniz;

Bu ilkeleri tüm kadrolarıyla benimseyen, dinimizi siyasi bir çıkar amacı olarak kullanılmasına ve milletimizin din üzerinden istismar edilmesine asla izin vermeyen yani ahlaklı siyaset yapma amacında olan  DOĞRU PARTİ  yepyeni  bir siyasi hareket  olarak  sizlerle olamaz mı?

Bence düşünelim……..Unutmayınız KİMSE VAZ GEÇİLMEZ DEĞİLDİR.

 

Selam ve saygılarımla

Cezmi orkun

DOĞRU PARTİ Gn.Bşk.Yrd.

 

Yorum bırak