BOR ve TORYUM KIRMIZI ÇİZGİMİZ
BOR ve TORYUM KIRMIZI ÇİZGİMİZ
(TVF; BORCU, BORÇLA KAPATTI)
TVF (Türkiye Varlık Fonu) Portföyünde yer alan ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, kendisine bağlı İşletme Müdürlükleri, yurt dışı temsilcilikleri ve iştirakleriyle birlikte Madencilik, Metalürji ve Kimya alanlarında faaliyet gösteren, dünya BOR ve TORYUM sektörünün lideri durumundadır.
Mart.2019’da kullanılan 1 Milyar Euro’luk sendikasyon kredisinin geri ödemesi için, Hazine Garantili 1 Milyar 250 Milyon Euro tutarında yeni bir sendikasyon kredisi (Euribor+%2.25) kullanılmıştır. Yani; eski borç, yeni (ICBC lider talep toplayıcı, Citibank talep toplayıcı ve dokümantasyon temsilcisi, HSBC ise kredi temsilcisi koordinasyonunda) alınan borçla kapatılmıştır.
TVF, bu kredinin stratejik hedefleri doğrultusunda katma değer yaratacak yatırımlarda kullanılmak üzere alındığını ifade etmektedir. Oysa alınan kredi ile son ödeme tarihi 15.Mart.2021 olan Hazine garantili 1 Milyar Euro tutarındaki sendikasyon kredisinin (Euribor+%2.50) faiziyle birlikte kapatılması için kullanılmıştır. Burada katma değer yaratacak hangi yatırımdan bahsedildiğini anlamak mümkün değildir.
Katılımı sağlanan bankaların; Küresel sermaye gruplarını kontrol eden Rothscild ve Rockefeller ailesine ait olduğu, TVF bünyesindeki ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünden BOR satın alan şirketler, yine bu ailelerin içerisinde yer aldığı tekel konumundaki Rio Tinto kontrolünde olduğu görülecektir.
Dünyanın en büyük rezervine sahip olduğumuz BOR ve TORYUM gibi stratejik özellikli maden yatakları, uzun süreden beri küresel şirketler tarafından ele geçirilmek istenmektedir.
Hazine garantili sendikasyon kredisini temin eden organizasyona bakıldığında, küresel güçlerin hakimiyeti görülmektedir. Bu güçlerin kontrolünde borçlanmanın ne tür sonuçlar doğuracağı bilinmediğinden BOR ve TORYUM madenlerinin üçüncü şahıslar eliyle işletilmesi yönünde kuşkularımızı arttırmaktadır. Çünkü; 17.Nisan.2020 tarih ve 31102 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7244 nolu kanunun 16. Maddesi (EK) gereği;
- TVF, Ekonomik olarak zor durumdaki stratejik şirketlerin çoğunluk hissesini SPK (Sermaye Piyasası Kanunu) ile TTK (Türk Ticaret Kanunu)’nun bazı maddelerinden muaf tutularak devralabilme yetkisi ile bu şirketlere nakit aktarımı yapabilecektir.
Yani; TVF Cumhurbaşkanı’nın talimatı doğrultusunda dilediği şirketlerin ortağı olacak, pay alacak, sermaye ilavesi yapacak, satın alacak, devralacak ve tüm işlemlerinde, SPK ile TTK’nun küçük hissedarları, ortakları koruyan hükümlerinden imtiyazlı şekilde muaf olacaktır. TVF’nun yapacağı işlemler için hesap vermesi ve denetlenmesi mümkün olmayacaktır.
- TVF’na istediği şirketi satın alma, ortak olma yetkisinin verilmesi, zorda olan şirketlerin (Yandaş) kurtarma amaçlı kullanılmasına imkan vermektedir. TVF’na verilen bu imkanlar, Türkiye’nin bağımsızlığı ve geleceği adına büyük tehlike ve tehdit oluşmasına neden olmaktadır.
Sayıştay denetimi dışında olan TVF’nun işlemlerine ilişkin, özellikle milletimizin sahibi olduğu BOR ve TORYUM madenlerinin geleceği hakkında, detayların kamuoyuyla paylaşılmaması durumunun büyük bir risk olacağı kuşkusuna sebep olmaktadır.
DOĞRU PARTİ Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilikten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak tüm vatandaşlarımız adına;
- BOR madeninin Üçüncü Şahıslar tarafından işletilmesi, yönünde bir çalışmanın alt yapısını mı oluşturuyorsunuz?
- Geleceğin Enerji Kaynağı olarak kabul edilen TORYUM Madeninin üçüncü şahıslar tarafından işletilmesi yönünde bir çalışmanın alt yapısını mı oluşturuyorsunuz?
Sorularımın Cevabını almak istiyorum.
DOĞRU PARTİ; Stratejik özellikli BOR ve TORYUM Maden yataklarının Türkiye Devletinin sahipliğinde işletilmesini, Asla ve Asla üçüncü şahıslara devredilemez olduğunu kesin olarak belirtmek ister. BU HUSUS, PARTİ OLARAK KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR.
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
EK
MADDE 16 – 6741 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin beşinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Türkiye Varlık Fonu’nun, Şirketin, alt fonların ve Şirketin kurduğu şirketlerin, diğer şirketler üzerinde üçüncü kişilerle birlikte veya tek başlarına kontrolünü sağlayacak işlemlerinde, işlemlerin tarafları, onların doğrudan ve dolaylı ortakları, iştirakleri, bağlı ortaklıkları ile kontrol sağlanan şirketlere de bu işlemlerle sınırlı olmak üzere 6362 sayılı Kanunun 23 ile 27’nci maddeleri ile bu Kanun kapsamında yürürlüğe konan ilgili ikincil mevzuat uygulanmaz. 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 202 nci maddesi; Türkiye Varlık Fonu, Şirket ile alt fonlar ve Şirketin kurduğu diğer şirketlere, tek başlarına veya üçüncü kişilerle birlikte doğrudan ya da dolaylı olarak bunlar lehine üzerinde hakimiyet tesis edilen şirketlere ve bu hakimiyetin tesisine ilişkin işlemlerle sınırlı olmak üzere bu işlemlerin taraflarına, onların doğrudan ya da dolaylı ortaklarına, iştiraklerine ve bağlı ortaklıklarına uygulanmaz.”