vatana ihanet projesi
“VATANA İHANET” PROJESİ ve ALTERNATİFİ
(BORÇLANMA YOK, TEHLİKE HİÇ YOK)
Değerli vatandaşlar, AKP ve MHP işbirliğiyle YİD(Yap-İşlet-Devret) kapsamına alınan ve Hazine garantisi ile yaptırılacağı açıklanan, AKP İktidarının dev proje diye lanse ettiği “Kanal İstanbul” Projesinin yapım maliyeti 25 Milyar dolar olarak hesaplanıyor. Proje tamamlanıncaya kadar maliyetin en az 3 kat artacağı sürpriz olmayacaktır. Proje için hazırlanan ÇED(Çevre Etki Değerlendirme) raporunda;
- İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğinin azalmasını sağlayacak alternatif güzergâhın oluşturulması” ve,
- “İstanbul Boğazı’ndaki tehlikelerin önlenmesi
Gerekçeleri ileri sürülerek Kanal İstanbul’un yapılmasına ihtiyaç olduğu belirtilmiştir. Peki bu gerekçeler doğru mu? Bilimsel açıdan bakalım;
1.İstanbul Boğazı Mevcut gemi trafiğini !
İstanbul Boğazı Gemi Geçiş İstatistikleri verilerine göre (DTO Denizcilik Sektör Raporu 2020) ÇED Başvuru Dosyasında iddia edildiği gibi Boğazdan geçen gemi sayısında, artış değil azalma vardır. DTO verilerine göre 2007 yılında 56.606 gemi geçişi gerçekleşen İstanbul Boğazından geçişler istisnasız her yıl azalarak devam etmiş olup bu gemi geçiş sayısı 2019 yılında 41.112 sayısına kadar düşmüştür. Gemi tonajlarının artması nedeniyle İstanbul boğazındaki trafik her geçen yıl azalmıştır, azalmaya da devam edecektir. Örneğin;
- 2007 yılında geçiş yapan toplam gemi sayısı 56.606 adet olup bu gemilerin 10.054 adedi Tehlikeli Madde taşıyan Tankerden oluşmaktadır.
- 2019 yılında geçiş yapan toplam gemi sayısı 41.112 adet olup bu gemilerin 8.957 adedi Tehlikeli Madde taşıyan Tankerden oluşmaktadır.
Bu veriler ışığında İstanbul Boğazındaki 2007-2019 yılları için;
- Gemi geçiş sayılarında %27.4,
- Tehlikeli Madde Taşıyan Tanker sayılarında %11
azalış olduğu görülmektedir. Trafiği azalış gösterilen bir yere alternatif kanal aramanın bir anlamı var mı? Elbette yok bu gerekçe tamamen geçersizdir.
2.İstanbul Boğazındaki Tehlikenin önlenmesi !
İstanbul Boğazındaki tehlikenin önlenmesi gerekçesi de yanıltıcı ve gerçekle ilgisi olmayan bir husustur. Özellikle LNG ve LPG gibi Tehlikeli madde taşıyan tankerlerin geçişleri esnasında beklenmeyen olayların (Yangın ve/veya sabotaj sonucu infilak etmesi) olması halinde telafisi mümkün olmayan hasarların meydana gelmesi kaçınılmazdır.
Ancak böyle bir olayın “Kanal İstanbul” geçişlerinde de olabileceği nasıl düşünülmez. Çünkü; boğazlardaki olası Tehlike aynen kanal istanbul için de varlığını sürdürecektir. Yani; İstanbul Kanalındaki tehlikeleri ortadan kaldırmak için “Kanal İstanbul” yapımı gerekçe olamaz.
Sonuç olarak; İstanbul boğazındaki olası tehlikeler, “kanal İstanbul” için de söz konusu olduğundan tehlikelerin önlenmesi gerekçesi ve Gemi tonajlarının artması nedeniyle sürekli azalış gösteren gemi geçişleri sayılarını azaltma gerekçesi bilimsellikten uzak gerekçelerdir. Yanıltıcı ve aldatıcı bilgilerdir.
Değerli vatandaşlar, AKP İktidarı ve yöneticilerinin, tek gerekçesi “Kanal İstanbul” ile PAYDAŞ/YANDAŞ’lar için yeni bir rant kaynağı yaratmaktır. Çok daha öncelikli problemlerimiz ortada dururken bu projeye öncelik tanınmasının bir başka anlamı olamaz. Bu proje bir rant projesidir. Bu nedenle de bu Proje “Vatana İhanet” Projesidir.
AKP İktidarınca; Kanal İstanbul’u yapacak olanlara verilecek dövize endeksli 25-30 yıllık gelir garantisi tutturulamayacağı gibi, her yıl garanti edilen gelirler ve/veya gemi trafiği sayısı Hazine’den ve milletin sırtından ödenecektir. Bu projenin olası sonuçlarının telafisi ve affı yoktur. Ülkemizin bilimsellikten uzak bu tür çılgınlıklara değil, ortak akla ve kaynaklarının akılcı şekilde kullanılmasına ihtiyacı vardır.
Kamu adına karar verenlerin önceliği milletin menfaatlerini korumak ve kollamaktır. Borç içerisinde kıvranan ülkemizin bu proje için borçlanması demek torunlarımızın torunlarını borçlandırmak demektir. DOĞRU PARTİ bu vicdansız uygulamanın parçası olan şirketlere verilecek ayrıcalıkları asla kabul etmeyecek ve hiçbir ödeme yapmayacaktır. İktidar olmamız halinde bu projeyi çöpe atacaktır.
DOĞRU PARTİ tarafından Alternatif çözüm olarak ileri sürülen, Çok çok daha düşük bir maliyetle boğazlarımızın güvenliğini sağlayacak “Boğazlarımızı Kanal değil Boru Hattı Korur” başlıklı projesi Sayın Genel Başkanımız Rıfat Serdaroğlu tarafından açıklanmıştır.
Açıklanan bu proje ile “Akdeniz(Saros körfezi) ile Karadeniz’in uygun bir yerine dolum-boşaltım tesislerini kurmak ve bu tesisleri boru hattı ile bağlamaktır”. Önerdiğimiz projenin yaklaşık maliyeti 100 Milyon dolar olup AKP’nin önerdiği “Kanal İstanbul” maliyetinin 250 de 1’ine karşılık gelmektedir.
Böylece Boğazlarımızdan Yanıcı, Parlayıcı ve Patlayıcı özelliğindeki LNG-LPG yüklü tankerlerin, yüklerini bir uçta boşaltarak boğazlardan boş olarak geçmesi ve karşı taraftan yüklerini alarak yoluna devam etmesi ile olası tehlikeler tümüyle önlenmiş olacaktır. Bu projenin kendi mali kaynaklarımızla uygulamaya alınması mümkün olduğundan, hem ülkemiz borçlanmayacak hem de boğazlarda Montrö Sözleşmesi ile elde edilen haklarımız aynen korunmuş olacaktır.
DOĞRU PARTİ olarak “BOĞAZLARIMIZI KANAL DEĞİL, BORU-HATTI KORUR” projemizin arkasındayız. BORÇLANMA YOK, OLASI TEHLİKE HİÇ YOK.
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
DOĞRU PARTİ Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)