Beypazarı, Doğanyurt sakinleri köylerinde taş ocağı istemiyor
DOĞANYURT’un GELECEĞİNİ, DOĞANYURT’lu VATANDAŞLARA BIRAKIN
Değerli vatandaşlar, Özgür ifade haber sitesinde yer alan Doğanyurt köyüne, köylünün istemediği bir maden ocağı açılması ile ilgili haberi okuduğumda hem doğa, çevre ve canlılara kişisel olarak hem de DOĞRU PARTİ Genel Başkan Yardımcısı(Enerji, Tabii Kaynaklar ve madencilik politikaları başkanı) olarak görevim gereği inceleme ve kanaatimizi kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı duydum. Araştırmalarıma göre; İktidarın siyasi gücünü arkasına aldığı söylenen bir madencilik şirketi mevzuata uygun hale getirilen yanlı raporlar sonucu ÇED(Küçük ÇED) gerekli değildir belgesini almıştır. O yöre insanının içinde yer almadığı böyle bir karar aleyhinde ilgililer ve sivil toplum kuruluşları yasal girişimlerde bulunmuşlardır. Yasal süreç devam etmektedir.
Bir şirketin mutluluğu o yöre insanını mutsuz ediyorsa biz DOĞRU PARTİ olarak milletimizi yok sayan bu zihniyetin karşısında oluruz. Şimdi söz konusu maden ocağı ile ilgili çalışmalara bakalım;
Doğanyurt köyü sakinlerinin talebi üzerine, Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği (Kırsal Çevre Derneği) gönüllüleri tarafından maddi bir karşılık olmadan gönüllülük esasıyla 2020 yılında 7 – 24 Haziran tarihleri arasında Doğanyurt köyünde ruhsat sahasının bulunduğu vadi ve yakın çevresinde saha gözlemlerine dayalı olarak bir çalışma yapılarak, Eylül 2020’de “Kırsal Çevre Derneği” tarafından rapor haline getirilmiştir.
Bu rapor kapsamında Ankara ili, Beypazarı ilçesi, Doğanyurt köyünün(1400 rakımlı yayla köyüdür) kuzeyindeki vadiye kurulması planlanan 3373704 No’lu Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisinin Doğanyurt köyüne ve köyün üretim faaliyetlerine etkileri ile tesis kurulması amaçlanan vadinin ekosistemi ve doğal varlıklarına etkileri üzerine değerlendirmeler yer almaktadır. Doğanyurt köyüne 650 metre mesafede olan sahaya Kurulmak istenen tesisin, çalışması halinde Doğanyurt ve çevre köylerde;
Üretime etkisi;
- Hayvancılık, Arıcılık, Meyvecilik ve sebzecilik, Tarla bitkileri, Köylerin havası ve suları ile ulaşımlarının mevcut özelliklerini kaybedeceği,
- Köylünün sahip olduğu güvenlik, huzur, kültürel zenginlik, doğa üzerinde yapılan aktiviteler(yürüyüş, mesire, yamaç paraşütü) yerine güvensizliğin, kültürel yozlaşmanın ve doğa üzerinde oluşacak çölleşme etkisiyle sosyal faaliyetlerin ortadan kaldırıldığı,
Olumsuzluklarla dolu bir durum yaratılacaktır.
Ekosisteme etkisi;
Tesisin yapılacağı bölgenin farklı iklim (Akdeniz-İç Anadolu ve Karadeniz) ve bitki coğrafyalarının kesiştiği bir bölgede bulunması, vadi topoğrafyasına bağlı olarak farklı habitatları barındırması sayesinde zengin bir bitki, yaban hayatı çeşitliğine, bölgesel endemik türlere, yakın civarında anıtsal ağaçlara sahip olan, içerisinde fosil ağaçlar barındırmaktadır.
Bölgede onlarca endemik bitki türü olduğu ve bunlardan sadece ruhsat alanında, IUCN (Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği-International Union for Conservation of Nature and Natural Resources) kırmızı listesinde bulunan minimum 14 bitki türü tespit edilmiştir.
Tesisin kurulması durumunda, vadinin ekosistemi, yaban hayatı ve doğal varlıkları;
- Vadide yer alan karaçam ormanı, yamaçlardaki boşluklu-kapalı karışık orman ve dere ekosistemindeki habitatlar ortadan kalkacak, parçalanacak ve ciddi zararlar görecektir.
- Büyük bölümü boşluklu-kapalı karışık orman yapısındaki vadinin mera potansiyeli de yüksektir ve hem vadi hem de yakın çevresi mera olarak kullanılamaz hale gelecektir.
- Projeyle vadi tabanındaki dere yatağı yola dönüştürülecek, çeşitli yerlerde kesintiye uğrayacak ve dere yatağının doğal yapısı tamamen bozulacaktır.
- Flora ve yaban hayatı çeşitliliği ile, endemik bitkilerin ve anıtsal nitelikte ağaçların varlığıyla vadi zengin bir biyoçeşitliliğe sahiptir ve proje bu zengin biyoçeşitliliği geri dönülmez biçimde tahrip edecektir.
Gibi olumsuzlukların etki alanı olacaktır.
Bu tesisin iptali için yapılan çalışmalar;
- Bölge muhtarlarının tamamı buraya taş ocağı açılmaması için resmi belge düzenlemişler( imzalı mühürlü) ve bu belge ilgili kurumlara(TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Cimer, Tarım bakanlığı ,Çevre Şehircilik Bakanlığı, Çevre Şehircilik il.md, İl Tarım Md, Ankara Valiliği,, Beypazarı Kaymakamlığı, Beypazarı Belediyesi) iletilmiştir. Ancak olumlu bir gelişme sağlanamamıştır.
- Beypazarı Doğanyurtlular Derneği, Muhtarlığı, köy sakinleri ve tüm yöre halkı ABB(Ankara Büyükşehir Belediyesi)’ne müracaat ederek bahse konu sahanın mevcut haliyle korunmasını istemişlerdir. ABB 14.06.2021 tarihli yazısı ile ilgililere sahanın bozulmaksızın korunması talebini iletmiştir. Böylece teknik olarak daha önce hazırlanan raporlar geçerliğini yitirmiş bulunmaktadır. ABB gereğini yapmıştır.
- Beypazarı Doğanyurtlular Derneği ve 20 köylü vatandaşın birlikte MAPEG(Maden ve Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğü) tarafından “Yusuf Ağa Maden İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketine verilen 12.09.2019 tarih ve 3373704 erişim numaralı işletme ruhsatının iptali için Ankara 8.İdare Mahkemesine 2019/2549 esas ve 2020/1712 karar no ile davacı olmuşlardır. Yasal süreç devam etmektedir.
- CHP bu konu ile ilgili 22.04.2021 tarihinde bir araştırma komisyonu kurulması için bir soru önergesi vermiştir. Önerge halen işleme konmamıştır.
- TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Beypazarı Doğanyurt mahallesi yakınlarında kurulması planlanan Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi için 17.Nisan.2020 tarihinde verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Ankara 18. İdare Mahkemesi’nde dava açmışlardır. Yasal süreç devam etmektedir.
Sonuç olarak; Bahse konu Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi faaliyete geçerse, Geçim kaynakları ağırlıklı olarak tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri olan Doğanyurt köyü ile çevre köylerin üreticilerinin, üretim yapamaz hale gelmesi ve kurulacak tesisin, vadi ekosisteminin tahribatına sebep olması sonucu telafisi mümkün olmayan zararlara yol açması kaçınılmaz olacaktır.
Herhangi bir maddi bedel alınmaksızın doğasever gönüllülerinden oluşan “Kırsal Çevre Derneği” tarafından hazırlanan bu rapor, biz DOĞRU PARTİ için son derece önemlidir. Bizim parti olarak temel görüşümüz, alınacak bir karar içinde o yörenin insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının yer almasıdır. Ancak; Doğanyurt köyünde kurulmak istenen taş ocağı hakkında alınan kararda Doğanyurtlu vatandaşlarımız yer almadığı gibi ilgili firma tarafından açılan davalarla taciz edildiği görülmektedir. Bu nedenlerle bahse konu tesis hakkında alınan karar yok hükmündedir.
Milletimizin ortak değerlerinin tahrip edilmesine asla izin verilmemelidir. Yöre insanına rağmen bu kararın alınması ve uygulanması yönünde çalışmaya devam eden tüm ilgililerden iktidarımızda hukuk önünde hesap sorulacağını özellikle belirtmek isterim.
Bu nedenle; DOĞRU PARTİ; Yaşamı tehdit eden, doğa yapısını bozan ve ekosisteme zarar veren tüm tesislerde olduğu gibi Doğanyurt köyüne yapılmak istenen 3373704 No’lu Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisinin tüm faaliyetlerinin durdurulması ve verilen ruhsatın iptal edilmesi gerektiğine inanmaktadır.
DOĞRU PARTİ; Doğanyurtlu vatandaşlarımız ile birlikte hareket edecek ve bu konuda açılan davaların yakın takipçisi olarak tüm gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacaktır.
Vatandaşın karşısında, Yandaşların yanında yer alan AKP iktidarı yetkilileri, Ülkemizin güzelliklerini bünyesinde barındıran bu bölgeden ellerinizi çekin. Doğanyurt da yaşayanlar ne yapılması veya yapılmaması gerektiği kararını kendileri versin.
Doğanyurt’un geleceğini, Doğanyurtlu vatandaşlara bırakın.
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)
NOT: IUCN, Türkiye’nin de taraf olduğu BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi, CITES (Nesli Tehlikede Olan Türler) Sözleşmesi ile Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi Sekretaryaları ile ortak projeler geliştirmektedir.