GÖRMÜYORLAR, BARİ DUYSUNLAR!

GÖRMÜYORLAR, BARİ DUYSUNLAR!

Göçmenler yerli, T.C. vatandaşları mülteci mi?

Etnik kökenleri ve siyasi görüşleri ne olursa olsun T.C. vatandaşları, Ülkemizin topraklarının bütünlüğünü bozmaya yönelik bir tehlike ile karşılaştığı an yek vücut olur ve tehlikeleri canı pahasına da olsa birlikte yok eder. Çünkü; Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak milletimizin kırmızı çizgisi,  devletimizin Anayasal görevidir.

Ülkemiz  2011 yılından günümüze kadar 6 milyon içeride 4 milyonu sınırlarımızda olmak üzere toplam 10 milyon  Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapmaktadır. Kayıtlı Suriyelilerin Türk nüfusuna oranı  Ülke genelinde %5, suriyeli doğum oranı %4.9 iken Türkiye doğum oranı %1.8 dir. Gerekli önlemler alınmaz ise göçmenlerin bugün olduğu gibi gelecekte de ülke sorunlarının temelinde yer alması kaçınılmaz olacaktır.

UNHCR(Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği)’nin verilerine göre, 2020 yılında Türkiye’de kayıt altına alınan Afgan sığınmacıların sayısı 116 bin civarındadır. 2021 yılında bu sayı her gün gelen binlerce Afganlı ile katlanarak atmaktadır. Son bir aydır yoğun bir şekilde İran üzerinden yaşları 16-35 arası Afganlı erkekler (Haziran-2021’de 45 bin Afganlı) sınırlarımızdan serbest bir şekilde ülkemize giriş yapmaktadırlar. Ülkelerinde can güvenliklerinin olmamasını gerekçe olarak ileri süren Afganlar her ne hikmetse çocuklarını ve eşlerini orada bırakmaktadırlar. Ne yaman bir çelişki değil mi?

Bu durum vatandaşlarımızı oldukça rahatsız etmektedir. Çünkü; Afganlı gençler  bir emperyal oyunun parçası olarak planlı bir şekilde üstelik İran engeline takılmadan ülkemize serbestçe giriş yapıyorlar. İktidar ise olanları seyrediyor. Öyleyse  AKP iktidarı bu oyunu Sadat üzerinden kuranlardan birisi mi? Nedir bu oyun? açıkçası biz bilmiyoruz. Ancak tahmin edebiliriz. Bize göre;

AKP iktidarı halktan aldığı gücü kaybettiğinden demokratik yollarla yeniden bu güce sahip olamayacağı tezinden hareketle iktidarını sürdürmek için alternatif güç arayışları içerisindedir. Kafa kesen bir anlayışa sahip olan Afganlar ile savaştan kaçan Suriyeliler aranan alternatif güç olabilir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC için Saray projesi açıklamasını takiben Afganistan’daki Taliban güçlerinin tepkileri için yaptığı açıklamada, özetle “Taliban’la aramızda inançla alakalı ters bir durum yok” diyerek Taliban’la aynı anlayışa sahip olduğunu mu ifade etmiştir.

T.C. vatandaşları için, söz konusu vatan olduğunda gerisi teferruattır. Savaştan kaçan Suriyeli korkaklarla, baş kesen Taliban cellatlarıyla aynı anlayış içerisinde olmadık, olamayız. Bu anlayışta olanları da şiddetle kınıyor ve bu anlayışı reddediyoruz.

Büyük bir çoğunluğu 19-35 yaş arası Suriyeli ve Afgan gençlere ülkemizde her türlü ayrıcalıklar tanınırken  bizim çocuklarımızın, Suriye’nin ve Afganistan’ın toprak bütünlüğünü sağlamak adına canlarını feda etmeleri bir haksızlık değil mi? Afgan ve Suriyeli gençleri ülkelerine geri gönderelim kendi topraklarına kendileri sahip çıksınlar.

Bizler emperyal güçlerin oyunlarına karşı efsunlu bir milletiz. İktidar temsilcilerinin bu görüşü karşısında,  M.Kemal Atatürk ve arkadaşlarının  bizlere armağan ettiği bu toprakların emperyal güçlerin oyun alanı olmasına aziz milletimiz asla izin vermeyecektir.

Ancak; Mültecilerin ülkemizde kalış sürelerinin uzaması ve sosyal, siyasal ve ekonomik krizlerin etkisi sonucu, ülkemiz gençlerinin üniversite kontenjanlarından yeterince istifade edememesi, İstihdam alanlarındaki ihtiyaçların azalması, Suriye ve Afganların vatandaşlık gibi ulvi bir kazanım elde edeceklerinden ulusal gelirimizin ve istihdam alanlarının paylaşılması gibi dezavantajlar yanında,

Suriyeliler arasında  olması muhtemel  IŞİD , PKK ve uzantıları ile Esad’a bağlı kişiler, Afgan göçmenler arasındaki TALİBANLAR ülkemizin güvenliği açısından da büyük risk oluşturmaktadır. Bu riskler;

  • Emperyal güçlerin Türkiye’de küçük İsrail devletini kurma hayali,
  • AKP İktidarının, ilave yandaş seçmen kitlesi oluşturması,
  • Meşru güçlerin karşısında saraya bağlı silahlı güçlerin oluşturulması

Başı çekmektedir. Her risk ülkemizde kaos ve karmaşanın tetikleyicisi konumundadır. AKP iktidarı milletin içinde olmadığı yapılanmalardan vaz geçmeli ve demokratik olmayan hiçbir uygulamaya ev sahipliği yapmamalıdır.

Özetle; Yeni bir ulusal göçmen politikası(AKP göçmen politikası değil) çerçevesinde Ülkemizin geleceği düşünülerek Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı, Afrikalı  mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesi stratejisi, bugün ve gelecekteki tüm  mülteci problemlerin çözümü olacaktır.

 

Demokrasi’nin ülkemizin refah ve huzuru için kırmızı çizgisi olduğu bilinmeli ve demokratik usuller çerçevesinde milletimizin kendisini yönetecek kadroları seçmesinin önüne set çekilmemelidir.

 

DOĞRU PARTİ, vatandaşlarımızın sesi olarak AKP  Yönetimine; “Ne Afganlı, ne Suriyeli, ne Afrikalı, ne Pakistanlı ve ne de Suriyeliyi ülkemizde mülteci olarak görmek istemediğimizi “ aksi durumda Göçmenlerin yerli, T.C. vatandaşlarının mülteci konumunda olacaklarını duyurmayı görev addediyoruz. Görmüyorlar bari duysunlar.

Selam ve saygılarımla

Cezmi Orkun

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı

(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)

Yorum bırak