MADENLER ÇARÇUR EDİLEMEZ…

MADENLER ÇARÇUR EDİLEMEZ…

Değerli okurlar, ekonomik kalkınmanın sağlanması ve sosyal yapının güçlendirilmesi mevcut değerlerimize sahip çıkılması ile orantılıdır. Bu değerlerden birisi de elbette “YERLİ VE MİLLİ” madencilik faaliyetleridir. Şimdi bana sayın Orkun millet can derdinde siz madenlerimiz de madenlerimiz diyorsunuz diye sitem edebilirsiniz! Ancak; biliniz ki, ülkemizin kurtuluşu ve milletimizin refah ve saadeti bu değerlerimizin korunması ile mümkündür. İşte bu nedenle, bugün çekilen sıkıntıların temel sebeplerinden olan ve AKP’nin 23 yıllık iktidarında, sizlerin sahibi olduğunuz  madenlerimizi işlemek yerine ham madde olarak bir çıkar uğruna yabancılar ve/veya yerli iş birlikçilerinin menfaatleri doğrultusunda, DOĞRU PARTİ enerji, tabii kaynaklar ve madencilik politikaları başkanı olarak nereden alıp, nereye getirdiğini özetleyerek anlatmaya çalışacağım.

AKP iktidarı döneminde; şirketler, Enerji ve madencilikte ülkemiz ve insanlarımızın çıkarlarına aykırı vahşi uygulamalarla Türkiye’nin dört bir yanında çevreye zehir saçarken, atıklarını akarsulara akıtırken, atıkları usulüne uygun depolamak yerine çevreye gelişigüzel saçarken, ormanlarımızı yok ederek çölleşmeye terk ederlerken, direnen  vatandaşlarımız çoluk-çocuk demeden herkes gaz bombası, biber gazı, gözaltına alınma ve coplanma gibi şiddete maruz bırakıldı.

AKP iktidarı, ulu önder Atatürk’ün “YERLİ VE MİLLİ” madencilik politikaları aksine, ülkemizi yeniden emperyalizmin kucağına atarak millete ait bu zenginlikler üzerinden, saray ve eşrafına yeni alanlar açmak için  özellikle kamu kurumlarını bölmek, küçültmek, özelleştirmek, işlevsizleştirmek, kapatmak gibi her yolu ve yöntemi denedi ve ortaya çıkan boşlukta otokrat bir iktidarı ve kadrolarını pekiştirecek hareket alanlarını tesis etti. AKP, kural ve hukuk dışı uygulamalarıyla yandaşlar ve/veya paydaşlara özel düzenlemeler ve özelleştirmeler ile çeşitli imkanlar sağladı ve bu çıkarcı grupların tamamına siyasi ve maddi destek hizmeti verdi, vermeye de devam ediyor.

Değerli okurlar, Sık sık çıkarılan ve değiştirilen torba kanunlarla ve düzenlemelerle kamu yönetimi ve uygulayıcıları bypass etmenin yanında,  Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemeleri dahi yasaların arkasından dolanıp delmeye çalıştılar. İmtiyazlı bu şirketlere ve kişilere ayrıcalıklar tanındı. Kamudan doğrudan yapılanlara ek olarak, rant odaklı uygulamalarla toplumun kaynakları bu kişi ve kuruluşlara aktarıldı. Diğer yatırımlarda olduğu gibi, enerji yatırımlarında da doğal, çevresel ve kültürel değerler dikkate alınmadı. Tarım arazilerine, ormanlara, meralara, ören yerlerine denetimden yoksun enerji tesisleri kuruldu.

Tüm bu ayrıcalıklara rağmen, AKP iktidarı tüm zamanların en yüksek enerji ithalatı faturasını ödemek/ödetmek için kendi tercih ve talimatlarını yerine getirirken aynı zamanda özel şirketlerin çıkarlarını da korusun diye ülkemiz ve milletimizin çıkarlarını yok sayan EPDK’yı kurdu. Böylece tüm usulsüz ve yolsuzlukların faturası milletimize kesilmiş oldu.

Değerli okurlar, birçok yazımda (www.cezmiorkun.com) belirttiğim üzere elektrik üretim, dağıtım ve iletim hizmetlerini yandaş şirketlere (ki bunlar toplamda 21 şirketten oluşmaktadır) vermek suretiyle devletimizi ve aboneleri yolunan kaz yerine koydu. Öyle ki; devlet elektriği,  üretici yandaş şirketlerden pahalı alıp yandaş dağıtım şirketlerine ucuz satarak devleti, elektriği ucuza alan şirketler yüksek bedelli faturalarla aboneleri yolmakta. Ayrıca pandemi döneminde bu şirketlere ilave ödemeler yapıldı ve sözleşme gereği bu şirketlerin yapması gereken iyileşme hizmetleri de yine devletin sırtına yüklenerek devletin soyulmasına devam edildi.

Akkuyu NGS ayrı bir açmaz. Yıllarca yüksek fiyattan alım garantisi verilen Akkuyu NGS kurduruluyor ancak Ülkemizin nükleer enerji strateji belgesi yok, yol haritası yok, eylem planı yok, yetkin kadroları yeterli değil,  teknoloji transferi alamadığı için de AKP iktidarı ülkemizi Rus ROSATAM firmasına teslim etti. Çünkü; santral Rusların, yüklenici onlar, her şey onların, ancak bir sorun ve kaza olması halinde sorumlusu denetimlerden yoksun olan Türkiye. Bu nasıl bir anlaşma…! Yorum sizlerin.

Değerli okurlar, yoksul sayısının her geçen gün arttığı ülkemizde, arz fazlalığına rağmen elektrik fiyatları sürekli arttırılıyor. Hatta elektrikte, EPDK tarafından belirlenen tüketim miktarı üzerindeki abonelere sanayi tipi kullanım tarifesini kullandırarak abonelerin faturalarının katlanmasına sebep olunmakta. Kaybeden aboneler, kazanan bu imtiyazlı şirketler. Ayrıca; AKP iktidarı, Ege Denizi ve Akdeniz’deki haklarımızı koruyamadığı gibi sürekli doğalgaz bulduk yalanlarıyla milleti aldatmaya devam ederken arama amaçlı satın alınan sismik araştırma gemilerini de çürümeye terk etmiş durumda.

DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak bizler, bütçenin en büyük kalemini oluşturan enerji ithalini önlemek için yeniden ve acilen kurucu iradenin uyguladığı “YERLİ VE MİLLİ” anlayışa dönülmesi ve bu hizmetlerin kamu eliyle yürütülmesi önerimizi yineliyoruz. Bunun için; Madenlerimiz yerli şirketler eliyle devletin denetim ve kontrolünde işleme amaçlı çıkarılmalı, termik santraller ve altın sahaları derhal kapatılmalı, tüm enerji yatırımları teknoloji transferi yapılacak şekilde düzenlenmelidir. Unutmayınız, madenleri hammadde olarak satmakla zengin olunsaydı sefalet içinde kıvranan Afrika ülkeleri dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alırlardı. Ekonomik kalkınmada lokomotif olan madenlerimiz çarçur  edilemez.                                                                                              9.Kasım.2025

Yorum bırak