DÜŞMAN KİM?

DÜŞMAN KİM?
Değerli vatandaşlar, yaşamakta olduğumuz sıkıntıların temelinde mevcut AKP iktidarınca uygulanmakta olan rant ve israfa dayalı ekonomi modeli yatmaktadır. Sonuçta; Sosyal yaşamdan koparılmış, yaşam kavgası veren, bu gününü ve geleceğini göremeyen, vatandaş olma özelliğini yok sayan sesleri duymazdan gelen bir toplum oluşturdular. Bakın ben sizlere bu yazımda AKP yönetiminin stratejik adımlarını ana başlıklarla aktarmak istiyorum. Bunlar;
1.Adım: Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerimden koparılmış hurafe ve gerçekliği tartışmalı hadislere dayalı bir din yarattılar. Nas var dediler. Faiz haram dediler. Kur korumalı mevduat sahiplerine üç aylık kur farkı olarak bizden aldıkları vergilerle 300 bin kişiye 91 milyar TL. ödediler. Bankalara, merkez bankası %14 faiz ile para sattı, bankalar bu paraları hazine bakanlığına %30 faizle sattı. Hani nas vardı? Hani faiz haramdı? yaptıkları düpedüz din istismar lığı ile milletimizi aldatma.
2.Adım: Tarihinden koparılmış bir millet yarattılar. Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında “alkol yasaklarını” savunmak için; “iki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor.” diyerek Cumhuriyetimizin kurucularını işaret ederek milli iradeyi yok saymıştır. Bu minvalde Montrö sözleşmesini tartışmaya açan AKP’nin, bugün Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ardına sığındığı bu sözleşme, daha önce Dünya tarihine adlarını altın harflerle yazdıran o iki ayyaş diye küçümsediklerinin eseridir. Ancak milletimizin ne kadarı için önem arz etmekte olduğunu bilemiyorum ama Milletimizi tarihinden koparma gayretlerinin devam edeceğini biliyorum.
3.Adım: Ekonomisi çökertilmiş bir ülke yarattılar.
- Ülkemiz üretim ve istihdamında önemli yerleri olan tüm kurucu değerlerimizin tamamı elden çıkarıldı,
- Bu tesisler yandaş şirketlerin kazanç kapısına dönüştürüldü,
- Milletten toplanan paralar ödeme garantili beton yapılaşmalara gömüldü,
- Uyguladığı kişisel ekonomik modeliyle, vatandaştan aldığını 300 bin kişiden oluşan sermaye sahiplerine aktararak yeni bir rant sağladı,
- Milletinden esirgediğini Suriye ve Afgan göçmenlerden esirgemedi,
- İtibardan tasarruf olmaz mantığı ile saray ve eşrafı lüks ve şatafat içerisinde yaşarken ekmek-yağ kuyruğundaki vatandaşların itibarını ayaklar altına aldı,
- 2013 yılında 12 bin 582 bin dolar olan milli gelir, 2020 yılında 8 bin 597 dolara geriledi. Cumhuriyet döneminin tamamında artarda 7 yıl milli gelirde gerileme AKP yönetimine nasip oldu.
Değerli vatandaşlar, Milli gelirimizin düşmesi demek hepimizin fakirleşmesi demektir. Gerçekten de fakirleştik, yoksullaştık, açlık ve ekonomik kaos ile kaderimize terk edildik. Emperyalist güçlerin ülkemize yüz yıllardır yapamadığını AKP yönetimi, yirmi yıllık iktidarlarında yaptı ve ekonomisi çökertilmiş bir ülke yarattı.
4.Adım: Vesayet altına alınan bir devlet yarattılar. AKP iktidarı, yapılmasına çanak tuttuğu kumpaslarla ordumuzun yıpratılması, yurt dışı para ve mal varlığı araştırması , rüşvet-yolsuzluk ve kara para aklama suçlaması ve mafya-ticaret-siyaset ilişkisi nedeniyle ülkemizin kara para aklama ve uyuşturucu ticaret merkezi suçlanması ve gri listeye alınması, içeride bir cemaat varlığını sürdürürken bir diğer cemaat ve tarikatlarla kol kola girmekten imtina edilmemesi gibi olayların merkezinde yer almıştır. Tüm bu olaylar sonucu devletimiz iç ve dış düşmanlarca vesayet altına alınmıştır.
5.Adım: Demografik yapısı değişikliğe uğrayan bir vatan kurmaya çalışıyorlar. Özellikle 2012 yılından itibaren ülkemize gelen Suriyeli beş milyon mülteci ile geçtiğimiz yıl elini kolunu sallayarak gelen Afgan gençlerin illerimize dağıtılması ve Suriye devletince af çıkarılmasına rağmen bu mültecilerin iadeleri ile ilgili adımların atılmaması mevcut yönetimin, demografik yapısı değişen bir vatan yaratma arzusunu ortaya koymaktadır. Sonuçta kendi ülkemizde mülteci olursak şaşırmayınız.
Değerli vatandaşlar, Milli gelirimizin düşmesi demek hepimizin fakirleşmesi demektir. Gerçekten de fakirleştik, yoksullaştık, açlık ve ekonomik kaos ile kaderimize terk edildik. Emperyalist güçlerin ülkemize yüz yıllardır yapamadığını AKP yönetimi, yirmi yıllık iktidarlarında yaptı ve ekonomisi çökertilmiş bir ülke yarattı.
Ellerinden Kuran-ı Kerimi düşürmeyen bu zihniyet siyasi çıkarları uğruna dinimizi ve milli duygularımızı istismar ederek cemaat, tarikat ve aşiretler üzerinden sessiz ve adım adım gizli hedeflerinin gerçekleşmesi yönünde uğraş veriyor. İktidarlarını sürdürmek için vatandaşlar üzerinde her türlü baskı yöntemlerini kullanmakta ve kendisinden olmayan herkesi hain ve/veya terörist yaftalamasıyla ayrıştırmanın mihmandarlığını yapmaktadır.
AKP yönetiminin temel amacı din ve dindarlar değil, geleneğinden, inancından koparılmış bir din algısı oluşturmak suretiyle iktidarlarını sürdürmektir. İnsanlarımızın benzerlikleri yerine aykırılıklarından yararlanarak dindarlığın içini boşaltıp medeniyet şuurunu yok etmek isteyen bu yönetim, yaşattığı ekonomik istikrarsızlık nedeniyle ülkemizi emperyalist güçlerin hedefi haline getirmiştir.
Değerli vatandaşlar, tüm bu bilgiler ve yaşadığımız olaylar çerçevesinde ki tespitim; AKP yönetiminin temel ilkesinin,” kamplaştır, kutuplaştır ve çarpıştır” zihniyetine hakim olduğudur. 1980’li yıllarda Sağ-Sol, Alevi-Sünni ve Kürt-Türk gibi kavramlar üzerinden kamplaşmalar yapılırken şimdi AKP yönetimi bu kamplaştırmaların yanında cemaatler, şirketler, topluluklar, finans ve ahlaki değerler üzerinden de ayrıştırma yapmaktadır. Nerede düşman deyip arayışa girmeyin. Düşman kim? diye kendiniz sorgulayın.
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)