Varlığı YANDAŞ Yokluğu VATANDAŞ
VARLIĞI YANDAŞ, YOKLUĞU VATANDAŞ!
Değerli vatandaşlar, bu zor günlerde sizleri karamsarlığa itmek istemiyorum ancak ülkemize yapılanları gördükçe sizlerle paylaşmayı, siz aziz milletimizi bilgilendirmeyi de DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak görev kabul ediyoruz. Sizleri bugün 4 konu hakkında bilgilendireceğim. Nedir bunlar birlikte bakalım;
1.Konu: Son günlerde şahit olduğumuz hırsızlıklar, yolsuzluklar ve kirli ilişkiler muhatabı olan AKP iktidar yöneticileri adeta dillerini yutmuşlardır. TBMM’ne verilen Siyaset-Mafya-Ticaret ilişkilerinin araştırılması önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir. Bunun anlamı, Bu iktidarın, Siyaset-Mafya-Ticaret üçgeninde yer aldığıdır.
Aziz vatandaşlarım AKP ve destekçisi MHP Meclis çoğunluğuna ve oturdukları koltuğun gücüne dayandıkları için başarısızdırlar. Biliniz ki Koltuğundan güç alan değil koltuğuna güç veren yöneticiler başarılı olur.
2.Konu: Suriyeli 6 milyon göçmenler meselesi var. Türkiye’deki Suriyeli doğum oranı %5.9 iken ülkemiz doğum oranı %1.8’dir. Ülkemizin kaynaklarının harcandığı Suriyeli göçmenlerin Türkiye’de konuşlanmalarını ciddi anlamda tetkik etmek gerekir. Milletimiz perde arkasında oynanan bu oyuna gelmeyecektir. Bu nedenle iktidarımızda tüm Suriyeli göçmenler (vatandaşlık hakkı verilenler dahil) insani ölçüler çerçevesinde ülkelerine gönderilecektir. Aksi durumda kendi ülkemizde göçmen olacağımız bilinmelidir.
3.Konu: Bir diğer konu ise AKP genel başkanının inadına yapacağım dediği ve haziran ayı sonunda temelini atacağını açıkladığı hazine garantili kanal İstanbul projesidir. Bu konunun teknik detaylarını birçok yazımda anlatmıştım. Sizlere aktaracağım geleceğimizi nasıl etkileyeceğidir. Nasıl mı;
- Taraf olduğumuz Montrö sözleşmesi gereği boğazların güvenliğini sağlamak tamamen ülkemizin kontrolündedir. Montrö sözleşmesi Çanakkale ve İstanbul Boğazı ile Marmara denizini kapsamına almıştır. Kanal İstanbul’un yapılması halinde bu sözleşmenin hukuksal açıdan tartışılması kaçınılmaz olacaktır. İkili bir hukuk ile karşı karşıya kalacağımız muhakkaktır.
- AKP boğazların güvenliği ve gemi geçiş sayılarının azaltılmasını gerekçe olarak ileri sürmektedir. Bu gerekçeler tamamen yanıltıcı ve geçersizdir. Çünkü; 2007 ile 2019 gemi geçişlerinde %27.4, tanker geçişlerinde ise aynı yıllar için %11 oranında bir azalış görülmektedir. Gemi tonajlarının artması nedeniyle İstanbul boğazındaki trafik her geçen yıl azalmıştır, azalmaya da devam edecektir.
İstanbul Boğazındaki Tehlikenin önlenmesi; gerçekle ilgisi olmayan bir bahanedir. Çünkü; boğazlardaki olası güvenlik problemleri kanal İstanbul’da da olacaktır. Öyleyse bu ısrar neden;
Tamamen yandaş/Paydaş firmalara yeni bir rant kaynağı yaratmak mı?
- Şu anda 25 milyar $ olarak açıklanan maliyet en az 2-3 kat artış getirecektir.
- Tüm bu maliyet için devletimiz hazine garantisi verecektir.
Yani; geçmediğimiz köprülere, kullanmadığımız otoyollara, uçmadığımız hava alanlarına, kullanmadığımız elektriğe AKP iktidarınca verilen garantiler nedeniyle milletimizin bütçesinden dolar karşılığı ödemeler nasıl yapılıyorsa, kanal İstanbul içinde yapılacaktır. Milletimizin kullanmadığı kanal İstanbul için sadece siz değil torunlarınızın torunları da borçlandırılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında “Kanal İstanbul” vatana ihanettir.
4.Konu: AKP İktidarı; Pandemiden etkilendikleri gerekçesiyle yandaş/paydaş şirketlerden devletimizin alacaklarını siliyor, Dağıtım şirketlerine ilave karşılıksız ödemeler yapıyor. mesela;
- Ziraat bankasından Demirören grubuna verilen 750 milyon dolar kredi geri ödemesi yapılmıyor.
- Cengiz inşaatın 425 milyon dolar vergi borcu siliniyor.
- Beşli firmaya ödenen bedel toplamda 55 milyar 254 milyon TL.
- Suriyeli göçmenlere harcanan para 60 milyar dolar.
Milletimize ait olan bu paralar; Milletimizin dertlerine çare olabilecek iken AKP tarafından korunan/kollanan bu şirketlere çare olmak için veriliyor. Milletimizden esirgediğiniz bu paraları hangi hakla veriyorsunuz? Pandemi sadece yandaşları mı etkiledi? Elbette hayır.
AKP iktidarı ve koşulsuz destekçisi MHP salgından etkilenen;
- Esnaflarımızı,
- Çiftçilerimizi,
- İşçi ve memurlarımızı,
- Emekli vatandaşlarımızı,
- İşsiz gençlerimizi,
- EYT’li vatandaşlarımızı,
- KYK borcu nedeniyle icraya verilen yeni mezun gençlerimizi,
- Kahve, lokanta vs. işletmecileri ve çalışanlarını.
Hiç ama hiç dikkate almamıştır. 3-5 kuruş veriyorum diyerek milletimizle alay etmektedir. Son kararla AKP iktidarı müzikli yerler rahatsız ediyor diye saat 24.00 de kapatılacağı kararı almıştır. Doğru ya müzik rahatsız ediyor ancak yukarıda belirttiğim hususlar bu iktidarı rahatsız etmiyor!! Tolstoy diyor ki “Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez.”
DOĞRU PARTİ temsilcisi Olarak AKP İktidar yöneticilerine seslenmek istiyorum; Yeter artık yandaş/paydaş şirketleri koruyup kolladığınız yeter. Size bu görevi veren milletin hakkını bunlara yedirmeyin. Unutmayın tatlı tatlı yemenin acı acı kusması olur.
DOĞRU PARTİ iktidarında Devr-i sabık yaratılacak ve milletimize bu zulmü yapanlar bağımsız yargı önünde hesap vereceklerdir. AKP iktidarının varlığı yandaş, yokluğu vatandaş lehine olacaktır.
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)