SARAYIMIZ MİLLETİN GÖNLÜDÜR
SARAYIMIZ MİLLETİN GÖNLÜDÜR
Değerli vatandaşlar, bir önceki yazımda “saray da millet yok” demiştim. Gerçekten olmadığına inanan okuyucularımdan desteklerinin yanında sizin sarayınız yok mu? sorusuna muhatap oldum. Bu soruya cevaben elbette var. Bizim sarayımız aziz milletimizin gönlüdür. Biz DOĞRU PARTİ camiası olarak sarayımızı milletimizin gönlüne oturtmak istiyoruz ve eminim ki o saray bizlere kapılarını ardına kadar açacaktır. Biz huzuru milletimizin gönlünde, milletimiz de refahı ve huzuru bizim iktidarımızda bulacaktır. DOĞRU PARTİ iktidarı, milli geliri vatandaşları arasında adil dağıtacak, bugünkü AKP yönetiminin adil olmayan dağıtımı sonucunda yokluk, yoksulluk ve açlığa mahkum ettiği vatandaşlarımıza sabredin bu sıkıntıları birlikte aşacağız katlanmalısınız demiyecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Malatya’daki Kuzey Çevre Yolu’nun açılış töreninde Artan hayat pahalılığını “küresel ölçekteki artışa ve içerideki fırsatçılara” bağlayarak “Milletimizden sabırlı olmasını, bize güvenmesini istiyorum” ifadesine;
- Hep birlikte fedakârlık yapmamız, hep birlikte günlük kazancımızı değil ortak geleceğimizi düşünmemiz gerekir,
- Üç kuruş fazla kazanmak için milletin huzuruna göz dikenler, en büyük zararı kendilerine vermektedir.
- Vicdansızlık yaparak milletin aşına, ekmeğine, geçimine göz dikenlere acımayacağız.
Sözleriyle devam etmiştir. Ben boşuna saray da millet yok demiyorum. Gerçekten de bu anlayış da milletimize yer yok. Niye mi? Milletten fedakarlık yapmasını isteyen Erdoğan itiraftan tasarruf olmaz diyerek her türlü şaşaalı yaşantısını sürdürürken vatandaştan fedakarlık istemesi ne kadar inandırıcı? Kazanan millet değil ki, Erdoğan’ın koruma zırhındaki yandaş/Paydaş şirketler, birden fazla maaş alma aymazlığını gösteren saray eşrafı ve ballı bürokratları değil mi? Erdoğan, en büyük zararı kendisine verdiğinin farkında değil. Çünkü saray milletten kopuk.
Bir diğer söyleminde ise milletin aşına, ekmeğine ve geçimine göz diken vicdansızlara acımayacağını söylüyor. Milletimizi açlığa, sefalete, yokluğa mahkum eden vicdansız ben miyim? Bence aynaya bakmalısınız. Aynalar yalan söylemez inanın yalan söylemez.
Değerli vatandaşlar, siz söyleyin sorunları çözmek yerine suçlu arayan, kendisini eleştirmeyen ve eleştirilmeye tahammülü olmayan birinin varlığı temel sorun değil midir? Öyle ya sorunların çözümünde başarılı olamayan biri sorunun kendisi olur. Siyaset şikayet etme, suçlu arama ve kendisi lüks içerisinde yaşarken milletinden fedakarlık ve sabır isteme yeri değildir. İktidarlar çözüm üretmek zorundadır. Bir kez daha belirtmek isterim Saray ve eşrafı milletinden kopmuştur. Çünkü;
- Elektrik zamlarıyla dağıtım ve tedarik şirketlerine milletimizin sırtından milyarları aktaran.
- Torunlarımızın dahi geleceğini ipotek altına alan köprü, otoyol, havaalanı vs. şirketlerine garanti edilen bedelleri yanında pandemi nedeniyle milletin sırtından milyarlar ödeyen.
- Tüm madenlerimizi küresel güçlere teslim ederken köylümüzü, yöre insanını mağdur eden madencilik şirketlerine yine milletin sırtından milyarlarca parayı teşvik olarak veren.
- Kur korumalı mevduat hesap sahibi 300 bin kişiye milletin sırtından milyarları dağıtan.
AKP yönetimi değil mi? peki AKP yönetimi milletimize ne yaptığına bakarsak;
- Elektrik ve Doğalgaz zamları ile milletimizi fahiş faturalarla baş başa bıraktı.
- Bir kararname ile suçlu-suçsuz ayrımı yapmaksızın binlerce insanı içeri atarak yıkımlar yaşattı.
- Öğrencilerimizi, esnafımızı, emeklimizi, çalışanımızı hülasa toplumun yüzde 60’ını icra daireleriyle boğuşur hale getirdi.
- Tarım da uyguladığın yanlış politikaları ile ülkemizi tarımsal ürünleri ithal eden ülkeler safına soktu.
- Eğitim ve sağlık hizmetlerini parası olanların faydalanacağı hale getirdi.
- Rüşvet ve Yolsuzluk yapanları sorgulamak yerine ödüllendirdi.
- Seçim yasaklarından kendini muaf tutarak devletin tüm imkanlarını AKP için kullanma gibi ayrılıkçı bir yöntemin mimarı oldu.
Tüm bunları yapıyorsun ve millete kazancımızı değil geleceğimizi düşünmemiz gerekir diyerek millete sabret diyorsun. Eğer milletimizin geleceği, refah ve huzurunu istiyorsanız DOĞRU PARTİ olarak programımızda yer alan ve iktidarımızda uygulayacağımız bazı projelerimizi uygulamanız için saray ve eşrafı sizlere öneriyoruz. Bunlar;
- Tüm madencilik ve enerji faaliyetlerini devletin denetim ve kontrolünde olacak şekilde millileştiriniz.
- Öğrencilerimizin kredilerini karşılıksız hale getirin. Borçlandırdığınız tüm öğrencilerimizin borçlarını siliniz.
- Tarımda, devletin ülkemiz bölgelerinin coğrafi özellikleri dikkate alınarak bir planlama yapılması ve planlama da devlet alım garantisi çerçevesinde üretimin yapılmasını sağlayınız.
- Eğitim ve Sağlık hizmetlerinin tamamını ücretsiz hale getiriniz.
- Siyasi partilere her yıl yapılan hazine yardımlarını kaldırınız.
- Elektrik dağıtım ve tedarik hizmetlerinin devletin ilgili kurumu tarafından yapılmasını sağlayarak bu şirketlere kaynak aktarmayı sonlandırıp millete ucuz elektrik verilmesini sağlayınız.
- Seçim barajını tümüyle kaldırarak gerçek millet iradesinin TBMM’ye yansıtılmasını sağlayınız.
Bunlar ülkemiz geleceği ve milletimiz menfaatine olacak bir kısım önerilerdir. Milletimizden fedakarlık istemek yerine devleti yöneten siz saray ve eşrafı fedakarlık edin ve sandığı milletin önüne koyun.
Değerli vatandaşlar, hedefinde Yandaş/Paydaş menfaati değil vatandaş ve ülkemiz menfaatleri olan uygulamalarımızdan bir kısmını belirttiğim Cumhuriyetimizin kurucu değerleri ışığında çözüm önerilerimizi DOĞRU PARTİ yönetimi olarak uygulayacak ve arzu ettiğimiz, istediğimiz sarayı sizin gönlünüze inşa edeceğiz. Bizim sarayımız siz milletimizin her bir ferdinin gönlüdür.
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)