EYER’İN SAPI…
EYER’İN SAPI…
Değerli okurlar, komşumuz Suriye’de yönetimin, Türkiye’nin de imzasının olduğu uluslararası terör listesinde yer alan HTŞ’nin eline geçmesi, haliyle ülkemiz gündeminde önemli bir yer almıştır. Görünen o ki, uzunca bir süre Suriye konusu gündemi meşgul edecektir. Değerli büyüğüm Hayrettin Barut’un “Eyerin Sapı” başlıklı yazısı ekseninde Suriye’nin içinde bulunduğu sözde bilinmez, özde bilinen durumunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Mizah bu ya;
“Ava Gardner” 15 yaşında ve sete annesiyle gidiyor… İlk filmindeki ilk sahne son derece basit… Ava, Kızılderili kız kıyafeti giymiş… Yine Kızılderili kıyafeti giymiş bir oyuncu atla gelecek… Ava’yı bileğinden kavrayıp atın terkisine alacak… Ve “motor!..”.
Kızılderili kıyafetli oyuncu atıyla gelmiş… “Ava Gardner’i” bileğinden kavrayıp atın üstüne almış… Kameranın önünden dörtnala geçmişler, sahne bitmiş… Annesi kızına, atla hızlı gitmenin tehlikeli olup olmadığını sormuş… Ava cevap vermiş. “Hiç tehlikeli değildi anne, Kızılderili’ye arkasından sarıldım, eyerin sapından sıkıca tuttum…” deyince, Annesinin yüzü sararmış… “İyi ama kızım” demiş “at eyersizdi…”. Fıkrayı dinleyen Yunanlı komedyen, fıkra bitince, “Milletçe bindiğimiz atın eyersiz olduğunu, sıkıca sarıldığımız şeyin eyerin sapı olmadığını bakalım ne zaman anlayacağız?..” der. Kıssadan hisse biz gelelim Suriye’ye;
Küresel güçler Suriye’de bir şeyleri kapma peşindedir. Kimin ne kaptığı şu sorulara cevap bulunduğunda ortaya çıkacaktır. Suriye’de baş at olarak şu anda HTŞ, SMO,YPG-PKK-PYD olmak üzere üç silahlı grup var.
- Bunlardan SMO ve HTŞ nin amacı Esad’ı devirmekti. Esad gitti, şimdi ne olacak? Ülkeyi kim yönetecek? Bunlar bir araya nasıl gelecekler?
- Bunlardan YPG /PKK, ABD tarafından eğitilmiş ve donatılmıştır. İsrail tarafından da ayrıca silahlandırılmışlardır. Sanıldığı üzere, ABD’nin gözü Suriye petrollerinden ziyade geleceğin petrolü su kaynaklarındadır. Amerikan ve İngiliz Enerji Kurumlarının (EIA, BP) 2016 yılı tahminlerine göre düşük rezerve sahip Suriye’deki petrol bölgesinin gelirlerini ABD, terör örgütü PKK/YPG’yi beslemek için kullanmaktadır.
Bunun tam aksine; 155 milyar varil civarında olduğu tahmin edilen dünyanın dördüncü en büyük petrol rezervlerine sahip olan İran stratejik konumu nedeniyle kontrolü elde edilmek istenen bir ülke. ABD’nin hedefi; Gazze’nin Akdeniz’e bakan cephesini, Lübnan açıkları ile Suriye ve Kıbrıs’taki(Doğu Akdeniz)’de bulunan doğalgaz havzalarının yer aldığı Doğu Akdeniz’i kontrolü altında almaktır. Bu nedenle ABD, bu kadar yatırım yaptığı terör örgütünden vazgeçecek mi?
- Suriye’nin en kötü gününde yanında olmayan, eski müstemlekesi olan Fransa’nın, bu toprakları sömüren PKK /PYD ile petrol sözleşmesi konusunda ne yapacağı merak konusudur. Her türlü şartta insan haklarını beyan ederek terör örgütünün yanında olan AB davranışı ne olacaktır? Daha da önemlisi; SMO Suriye’nin doğusunda bulunan Rakka, Kamışlık ve Ayn-el Arab’ı dış müdahaleleri göğüsleyip alabilecek mi?
- İsrail; etnik ve mezhep yapısı, birden fazla dini inancı içinde barındıran, uzlaşma kültürüne ve demokratik bir ortama sahip olmayan Suriye’nin içindeki güçleri çatıştırmayacak mıdır? Suriye toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini sağlayabilecek midir?
Ayrıca; Ortadoğu ülkelerinin ve İsrail’in en büyük sıkıntısı “su sorunudur.” Bölgede su rezervleri kısıtlı ve yetersizdir. Dolayısıyla bu sorun bölge devletleri arasında doğrudan bir çatışmaya yol açmasa da gelecekte olası çatışma potansiyelini artırmaktadır. En azından güvenlik algılayışlarında ciddi bir hassasiyete sebep olmaktadır. Suriye’deki akarsular sınır aşan akarsulardır. Suriye, memba(Kaynak) ve mansap(barajdan sonraki kısmı) açısından akarsularının çoğunu komşu ülkelerle paylaşıyor, bu ise akarsularından yararlanma konusunu memba ve mansap komşu ülkelerle yapılan anlaşmalara ve paktlara bağlı kılıyor.
Suriye kuzeyde Türkiye ile(Fırat nehri ve bazı kolları ile Dicle ırmağını), doğuda Irak ile(Fırat ve Dicle sularını), güneyde Ürdün ile(Yermuk Vadisi sularını), batıda Lübnan ile ve kuzeybatıda Türkiye ile(Asi nehri sularını) paylaşıyor. Suriye’deki su gerçeğinin diğer özelliği de son yıllarda devam eden şiddetli iklimsel etkilere maruz kalmasıdır. Bunlar, genel ve özel etkilerin paylaştığı nedenlerle yağmur miktarındaki azalma sonucunda, akarsu ve yeraltı su rezervlerinde düşüş korkunç bir hal almıştır. İsrail’in Golan tepelerini işgal sebebi de bu tepelerin zengin su kaynaklarına sahip oluşudur.
İsrail, su ihtiyacının yüzde 15’ini bu bölgede bulunan akarsulardan karşılamaktadır. İsrail ve Ürdün tarafları Yermuk nehrinden ve Araba vadisindeki yeraltı sularının ortak kullanım konusunda anlaşmalarına rağmen, belirtilen miktar ve kalitede adil su tahsisine ilişkin İsrail, Ürdün’e su vermemekte ve suyu bir silah olarak kullanmaktadır. Üstüne üstlük, bölgedeki kıt su kaynakların yanında zengin su kaynakları olan Fırat ve Dicle nehirlerine ulaşmak arzusu vardır.
Değerli okurlar, Suriye yorgun, harap ve bitap düşmüştür. Yeniden imar gerekmektedir.! Alt yapıya, sosyal donatılara ihtiyaç vardır. Üstelik; halkının neredeyse tamamı yoksullukla karşı karşıyadır. Çoğunun oturacağı konutu dahi yoktur. Burada parayı veren düdüğü çalacaktır!.
Tüm bu soruların cevapları netleştiğinde, eyerin sapını kimin tutacağına dair bir kanaat sahibi olabileceğiz! Ancak görünen tek gerçek AKP iktidarının, Suriye’li sığınmacılar için milletin sırtına daha ağır yükler yüklemeye devam edeceğidir. Suriye’de belirsizlikler ortada iken, AKP yönetimi ve yandaş medyanın bu karmaşa içerisinde ne için sevindiklerini de anlamak mümkün değil. Niye mi? daha ortada Eyer yok ki, sapı tutanın kim olduğunu görelim. Şu anda eyerin sapının kimin elinde olduğu ise tam bir muamma… 21.Aralık.2024
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)